“Dünyanın en onurlu mesleklerinden olan doktorluk mesleğini icra etmekte olan tüm hekimlerimizin ve sağlık emekçilerimizin 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlarım.
Bu yıl ne yazık ki bu önemli günü deprem felaketinin vermiş olduğu keder eşliğinde ve bir yas havasında geçirmekteyiz. Ama bu durum bizlerin hekimlik mesleğinin insanlık için ne kadar önemli ve gerekli olduğunu görmemize engel değildir. Aksine, daha fazla görüp anlamamıza neden olmaktadır.
Covid salgınıyla birlikte tüm dünyada hekimlerin ve sağlık emekçilerinin değerlerinin daha fazla anlaşıldığı bir dönemden geçmekteyiz. Bunun büyük bir fırsat olduğunu düşünmekteyim. Bu vesileyle başta hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın olmak üzere sağlık sistemimizin koşullarının daha da iyileştirilmesi için yapmamız gerekenleri eksiksiz yerine getirmenin önemini kavramalıyız.
Yaşadığımız felaketlerde hekimlerin ve sağlık emekçilerinin üstün gayretleri ve özverileri sayesinde birçok can yeniden hayata tutunmuştur. Ama ne yazık ki, birçok hekim ve sağlık emekçisi de hem covid salgınında hem de deprem felaketinde canlarını yitirmişlerdir.
Ama bu durum bile onların görev aşkının verdiği azimle hizmete koşmalarına engel olmamıştır. Can siperane bir şekilde insanlığın emrinde olmuşlardır.
Başta ülkemiz hekimleri ve sağlık emekçileri olmak üzere, hepsine sonsuz minnetlerimi sunmak isterim.
Etmiş oldukları Hipokrat Yemini’nden sapmadan, “Yaşamını insanlığın hizmetine adayan” ve “Mesleğini vicdanıyla, onuruyla ve iyi hekimlik ilkelerini gözeterek uygulayan” tüm hekimlerimizin 14 Mart Tıp Bayramı’nı yürekten ve en içten duygularımla kutlarım.